Stratejik Yönetim Kısaca Nedir?
|Stratejik Yönetim Kısaca Nedir,Stratejik Yönetim Kısaca Nedir Hakkında Bilgi,Stratejik Yönetim Kısaca Ne Demektir,Stratejik Yönetim Kısaca
Stratejik Yönetim Kısaca Nedir?
Stratejik yönetim, örgütün amaçlarına ulaşmasını mümkün kılacak fonksiyonlar arası kararları alma, uygulama ve değerlendirme bilimi ve sanatı olarak tanımlanabilir. Her işletme bireysel ya da kurumsal müşterilerine satmak, teslim etmek ya da dağıtmak üzere kendine misyon edindiği ürün ya da hizmetleri yaratmaya yönelik tasarlanmış pek çok aktiviteyi yerine getirir. Müşterilerin de bu ürün ya da hizmetleri kabul etmek, talep etmek, elde etmek ve fiyatını ödemek konusunda gönüllü olmaları gerekir. Hâli hazırda geçerli olan bu durum zamanla değişebilir.
Çünkü müşteriler rakip işletmelerin daha uygun ya da kaliteli ürün ve hizmetleri karşısında veya kendi istek ve referans çerçevelerinde ortaya çıkan değişimlerin sonucunda başka işletmelere yönelebilirler. İşletmeler bu tür mevcut koşulların değişmesine kendilerini adapte edebilmek için sürekli olarak stratejik yönetime başvururlar.Stratejik yönetim, örgütün amaçlarına ulaşmasını mümkün kılacak fonksiyonlar arası kararları alma, uygulama ve değerlendirme bilimi ve sanatı olarak tanımlanabilir.Bu adaptasyon örgütün operasyonlarının herhangi bir kısmını ya da yönünün değiştirilmesini gerektirebilir. Ürün ya da hizmetler değişebilir; onları üretme yöntemleri değişebilir; ürün ya da hizmetlerin sunulduğu müşteriler değişebilir, işletmeler genellikle üç nedenden dolayı yeni düzenlemeler yapmak durumunda kalır (Moseley III, 2009: 6-7):Paydaşlarını ödüllendirmek ya da tatmin etmek,
- Misyonunu gerçekleştirmek ya da misyonunu sürdürmek,
- Hayatta kalmak.
Paydaşlar, işletmenin amaçlarını gerçekleştirmeye çalışırken etkiledikleri ve etkilendikleri birey ve gruplardır. Stratejilerin oluşturulmasında ve uygulanmasında kullanılan yaklaşımlardan biri bu bireylerin veya grupların hem tespit edilmesi hem de daha iyi anlaşılması için analiz edilmesine dayanır. Paydaşların işletmenin başarısında önemli etkileri vardır. O nedenle stratejik yönetimle ilgili kavramlardan biridir. Stratejistler, kilit paydaşların sadece bilinen ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde değil, ihtiyaçlarının ötesine geçecek şekilde işletmenin genel amacını belirlerler. Bu işletmelerin misyon ve vizyon ifadelerinde netlik kazanır.
İşletmelerin büyüklüğüne, faaliyet konusuna, coğrafi yaygınlığına bağlı olarak bu gruplar değişir. Bazı durumlarda hükümet politikaları, yerel yönetimler, medya, aktivistler iyi belirlenmiş bir stratejinin uygulanmasını zorlayabilirler. Özetle, başlangıçta paydaş analizinin yapılması, stratejilerin daha iyi oluşturulması, uygulanması ve izlenmesini sağlar. Özellikle stratejinin görünür hale geldiği uygulama safhası için paydaş analizi kritik bir faktördür.
işletmelerin varlığının ve faaliyetlerinin nedeni olarak tanımlanan misyonu, işletmenin stratejileri için temel oluşturur. Gerekli tüm operasyonel sistemler, örgütün misyonuna odaklanmış kaynakları, eylemleri ve çabalarını sürdürmek üzere tasarlanır. Şirket ortaklarının ve kredi sağlayanların çoğu, elde etmek istedikleri karşılıklar yeterince sağlandığı sürece, misyonun ne olduğu ile özel olarak ilgilenmeyebilirler.
Rasyonel stratejilerin ardındaki temel motivasyon, misyonun gerçekleştirilmesi ve paydaş memnuniyetinin sağlanması olduğu kadar, belki de daha fazlası, örgütün hayatta kalma dürtüsüdür. Paydaşları vazgeçmiş ve misyonu desteklenmese bile bazı örgütler yaşamlarını sürdürmek için çaba harcarlar, işletmenin içinde bulunduğu endüstrinin yapısı buna izin verdiği sürece varlığını devam ettirmek için uğraşırlar.
Rekabet baskısı altında olmayan örgütler bile hem iç hem de dış çevredeki değişimleri umursamak zorundadır. Yeni çıkan kanunlar, tüketici demografisindeki değişmeler, kilit bir personelin emekliye ayrılması, strateji ihtiyacını ortaya çıkartacaktır. Bu değişimlere uyum sağlamak için uygun operasyonel düzenlemeler yapılacak; yeni yasaya uyum politikaları ve prosedürleri oluşturma, mevcut ürün ve hizmetlere ilaveler ya da eksiltmeler, işe yeni eleman alma ve iş tanımlarını yenileme gibi konularda stratejilerin uygulanması gerekecektir. Bunları gerçekleştirmeleri için dışarıdan yoğun bir baskı olmamasına rağmen bu ayarlamaları hızlı bir şekilde yapmak yaşamak için zorunlu olacaktır.
Eninde sonunda her örgüt rekabetin bir türü ile karşılaşmak zorunda kalır. Rekabet ve risk, kâr amacı güden işletmeler için iş yaşamının doğal özellikleridir. Stratejik yönetim rekabet avantajı elde etme ve sürdürme ile ilgilidir. Bazen rakipleriyle karşılaştırıldığında işletmenin en iyi yaptığı bir şey; bazen işletmenin yapabildiği, ama rakiplerinin yapamadığı bir şey; bazen de rakiplerinin arzu ettiği bir
şeye işletmenin sahip olması rekabet avantajı olarak kendini gösterebilir. Örneğin; ekonomik durgunluk döneminde büyük nakite sahip işletme önemli bir rekabet avantajına sahiptir diyebiliriz.
Rekabet avantajına sahip olmak ve onu korumak, işletmenin uzun dönemli başarısı için esastır. İşletmenin rekabet avantajına sahip olması başarılı olmasına ya da rekabet avantajını kaybetmesi başarısızlığına yol açar. Normal koşullarda rakip firmalar sahip olunan avantajı taklit edebileceği ya da önemsizleştirebileceği için işletme sadece belirli bir dönem bu avantajını sürdürebilir. O nedenle mesele sadece onu ele geçirebilmek değildir. İşletmelerin sürdürülebilir rekabet üstünlüğüne sahip olmaları için uğraşmaları gerekir. Bu nedenle sürekli olarak içsel kapasiteleri, yetkinlikleri ve kaynakları ile dış çevredeki eğilim ve olaylarda meydana gelen değişimlere adapte olmak için uğraşırlar; bu koşullar altında kazanmaları için etkin bir şekilde stratejiler belirler, uygular ve değerlendirirler.
Stratejik yönetimi kavrayabilmek için üç kuramsal temelden söz etmek gerekir.
- Klasik stratejik yönetim süreci modeli: Bu yaklaşım esas olarak endüstriyel örgüt ekonomisi (iktisadi kuram) uygulamalarına dayanır. Yaklaşım işletmenin ve çevresinin analizini (SWOT), stratejinin formüle edilmesini, uygulanmasını ve kontrolünü içerir.
- İkincisi, kaynaklara dayalı yaklaşımdır. Bu yaklaşım işletmenin sürdürülebilir rekabet avantajı geliştirmesine yardım edecek kaynakların ele geçirilmesi ve yönetilmesini esas alır.
- Üçüncüsü, paydaşlarla ilişkilerin analizi ve yönetilmesi yaklaşımıdır. Paydaş perspektifi, işletmeyi karşılıklı yarar ilişkilerinin biçimlendiği sözleşmeler ağının merkezine oturtur. Bu ilişkilerin etkin yönetimi ve paydaş ağının kendisi, rekabetçi performansı geliştirebilir.
Görüleceği gibi bu yaklaşımlar stratejik yönetimin amacı olan rekabet avantajı kazanmanın farklı esaslarına işaret etmektedir. Başarılı örgütlerin çoğu rekabet avantajı sağlayan kaynaklara ve yeteneklere sahip olmakta ve yönetebilmektedirler. Dahası çevrelerinde yer alan, paydaşlar olarak bilinen geniş kesimleri yönete- bilmekte ve tatmin edebilmektedir. İşletme yöneticileri bu süreçte yaşamsal rol oynar. Çünkü stratejilerin geliştirilmesine ve yürütmenin kontrolüne liderlik ederler. Temel bir iş stratejisiyle bağlantılı, stratejik satın alma ve/veya ortaklıklar kurma eyleminde bulunurlar. Kaynakları ele geçirme, yönetme; stratejileri geliştirme ve yürütme ile ilgili süreçler, stratejik yönetim alanının parçalarıdır.