BİR DİNAZORUN ANILARI ROMAN ÖZETİ

BİR DİNAZORUN ANILARI ROMAN ÖZETİ

1-) Mina Urgan’ın fiziksel ve psikolojik betimlemesini yapınız.

A-)Kendi gözü ile Mina Urgan:
Mina Urgan kendisini bir dinozora benzetiyor. Kendisini yaşlı fakat dinç bir kadın olarak görmektedir. Birçok hastalıkla mücadele etmesine karşın hala ayakta olması ve hastalıklarını çok yaşamanın verdiği sorumluluklar olarak görmesi onun fiziksel açıdan hala dinç olduğunun belirtisidir.Mina Urgan kendisini psikolojik açıdan inatçı bir insan olarak görmektedir. Öğüt vermeyi seviyor ve bu kadar çok komünist olmasına rağmen hala hapse atılmadığı için kendisini adamdan saymıyor. Mina Urgan’ın akıl yönünden hala dinç ama ufak tefek çocuksu hareketleri var. Bu yargıyı kızının ona “Yine şımardın” diye azarlamasından anlıyoruz.

B-)Çevresinin bakış açısı ile Mina Urgan:
Mina Urgan’ın çevresi Mina Urgan’ı hala dinç olarak kabul etmektedir. Bazı kişiler Mina Urgan’a , Mina Urgan “ Artık ben yaşlandım “deyince, “hayır ihtiyarlamadınız,sadece yaşlandınız” diyorlar.(Urgan,11). Bazıları da kendisine karşı iyi niyetli olanlar “vah zavallı!Amma da çökmüş” , kötü niyetliler ise “bu moruk da hala ayakta kaldı” diyorlar.(Urgan,12). Çevresindekiler Mina Urgan’ı iyi bir dost, inatçı ve öğütçü bir insan ve azılı bir komünist olarak görüyorlar.

2-) “Mina Urgan’ın kişisel gelişiminde etkili olan kişi ve olaylar nelerdir ?”

Mina Urgan’ın kişisel gelişiminde etkili olan kişiler Mina’ın ailesi,öğretmenleri ve arkadaşlarıdır. Bunlardan bir örnek verecek olursak bir öğretmeninin kendisine verdiği öğüdü aklından hiç çıkarmamıştır. Öğretmeni Mina’ya “Çok para getiren bir meslek değil, sevdiğin mesleği yap “ demiştir ve Mina bu sözü kendisine ilke etmiştir. Bundan başka Halide Edip Adıvar, Prof. Leo Spitzer, Prof. Auerbach bunlardan bazılarıdır.

3-)Mina Urgan’ın ”aydın” a bakışını açıklayınız. Siz bu düşüncelere katılıyor musunuz ?

Mina Urgan’a göre “aydın” kimse her konuda yorum yapabilecek bilgiye sahip olan kişidir. Aydın’ın okumuş olması gerekmez.Çok şey bilip bunları yorumlaması insanın “aydın” olmasına yeterlidir. Bende Mina Urgan’ın bu yorumuna katılıyorum. Ancak bana göre “aydın” okumuş ve çok bilgiye sahip olan, her şeyi yorumlayabilecek kapasiteye sahip olan bir kişi olması gerektiğine inanıyorum.
Mina Urgan, Aziz Nesin’i gerçek bir “aydın” olarak görmektedir. Onu Türk aydınlarının onuru olarak betimlemektedir. Bunun sebebini herkesin düşündüğünü, ama dile getirmekten çekindiğini Aziz Nesin’in çekinmeden dile getirmesine bağlıyor ve bu yargısını “Örneğin çoğumuz tanrı tanımazdık. Ama bunu açıklamayı göze alamazdık. Bir tek Aziz Nesin, “ ben tanrı tanımazım” derdi dobra dobra.” Sözlerinden anlayabiliriz.(Urgan,220)

4-) Mina Urgan’ın annesiyle ilişkilerini açıklayan bir paragraf geliştiriniz.

Mina Urgan annesi ile iyi geçinirdi. Buna rağmen aralarında tatsız sürtüşmeler yaşanabilirdi. Şefika hanım kızı Mina’yı bir kül tablası devirdiğinde yada bardak kırdığında kıyametler koparır ancak büyük bir felakette kılını bile kıpırdatmazmış.(Urgan,116). Bu olay annesinin büyük olaylar karşısındaki soğuk kanlılığının bir göstergesidir. Bir sürtüşmede ise Şefika hanım Mina’yı, hayatını mahvetmekle suçlamıştı; Mina yüzünden Falih Rıfkı ile evlenmiş, hayatı mahvolmuş. Evlenmesinin tek nedeni Mina’nın Falih Rıfkı’yı çok sevmesi imiş. Eğer Mina bu adama bu kadar düşkün olmasa imiş onunla evlenmeyecek ve hayatı mahvolmayacakmış. (Urgan,108). Yine Şefika hanım Mina’yı kıskanıyor olmalı ki, üvey babası Mina’yı, Türkiye’nin en iyi cerrahına,ameliyat ettirip ölümden kurtardıktan sonra , Ankara’ya telefon edip annesi ile görüşmüş. Durumu öğrenen annesi şok geçirmiş ve “benim” sözünü vurgulayarak “benim kızımı ameliyat ettirmeye senin ne hakkın var !” diye bağırmış.(Urgan,109)

5-)Mina Urgan nasıl bir öğretmendir ? Bir öğretmende ne tür niteliklerin olması gerektiğini düşünmektedir ? Siz bu düşüncelere katılıyor musunuz ?

Mina Urgan öğütçü ve başarılı bir öğretmendi. Ona öğretmenlik hakkında en çok bilgiyi veren kişi şüphesiz ki hocası Prof. Leo Spitzer’dir. Prof. Leo Spitzer ona öğretmenlik konusunda birçok ip ucu vermiştir. Spitzer, Mina’ya kürsüye çıkmanın, sahneye çıkmaya benzediğini öğretmiştir. (Urgan,179). Mina Urgan öğretmenlik hakkında bir yorum yapıyor. Bu yorumu şöyle :
Kırk yıllık öğretmenliğim sırasında şunu anladım ki, ya iyi bir oyuncu gibi inandırıcı olacaksın, seni benimseyecekler; ya da sana inanmayıp reddedecekler. Bir de sevgi giriyor işin içine. Eğer öğrencilerin seni sevmezse, sen de onları sevmezsen, onlara bir tek şey öğretmenin yolu yoktur. (Urgan,179) . Ayrıca Mina Urgan derslerine girdiği öğrencilere ilk derste “size çok para getiren değil, beğendiğiniz mesleği yapın diyor”
Bende Mina Urgan’ın düşüncelerine katılıyorum. İyi bir eğitim-öğretim için karşılıklı sevgi şarttır.

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir