Bazı Özdeyişler ve Anlamları Nedir?

Bazı Özdeyişler ve Anlamları Nedir?,Bazı Özdeyişler ve Anlamları Hakkında Bilgi,Bazı Özdeyişler ve Anlamları Örnekleri Nedir

BAZI ÖZDEYİŞLER VE ANLAMLARI NEDİR?

1-Adaletin egemen olduğu yerde, silahın yeri yoktur.(Amyot)-
İnsanlar haklı olduklarını düşündükleri ve normal yollarla haklarını alamayacaklarını anladıkları zaman kaba kuvvete başvurabilirler. Böyle bir durumun ortaya çıkmaması için, adalet mekanizmasının çok iyi işlemesi gerekir.
2-Akıllılar nedenler konusunda tartışır, aptallar da karar verir.(Anarchasis)
Tartışma, doğruya ulaşma yollarından biridir. Bu nedenle. gerçeğe ulaşmak isteyenler, olayların nedenlerini tartışarak neden-sonuç ilişkilerini bulmaya çalışırlar. Tartışmayla ulasılan sonuç sağlıklı olacaktır. Oysa, aptal insanlar bir konuda tartışmadan karar verirler. Bu peşin hüküm de onları çoğunlukla yanlış sonuca götürür.
3-Aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz.(Claude Bernard)
Bir konuda arastırma yapmayı düşünen kişi, öncelikle konusunu çok iyi kavramıs olmalıdır. İyice anlamadan arastırmaya başlarsa, ne aradığını tam olarak bilmediği için, ya sonuca ulaşamaz ya da ulaştığının farkına varmaz.
4-Arkadaslar kavun gibidir. Neden mi? Bir tane iyisini bulmak için yüzlercesini yoklarsınız da ondan.(Claude Mermet)
Kavuna dıştan bakılınca olgunluk derecesi anlasılmaz. İyi bir kavun bulabilmek için birçoğunu yakından incelemek gerekir. Arkdaş seçmek de güç bir iştir. Çok sayıda insanlarla birlikte oluruz. Bunlardan niteliklerini beğendiğimiz, kişiliğimize uygun olanlarla dost oluruz.
5-Asil insan eşyaları kendisine esir eder, âdi insan ise onların esiri olur.(Siön Kiang)
Eşyalar, insanların daha rahat yaşamaları için üretilir. İnsanlar, eşyaları amaçları doğrultusunda kullanırlar. Bazıları ise eşyalardan yararlanamazlar. Bunların asıl düşünceleri eşyalardan yararlanmak değil, onlara sahip olmaktır. Böyle insanlar eşyanın tutsağı olurlar.
6-Ayaktaki bir işçi, oturmakta olan bir beyden çok daha iyidir.(Franklin)
Bir Türk atasözü”Nerede hareket, orada bereket” der. Durmadan çalışılan yerde verim artar, bolluk olur. Bu yüzden çalışan kişi her zaman saygıya layıktır. Varlığına ve bulunduğu yere güvenerek çalışmayan insanlar, çalışıp üretenlere oranla çok daha az saygı görürler.
7-Ayrılık, gerçek dostlar için bir mihenk taşıdır.(Lacordaire)
Dostlukların sürekli olması için, dost olan kişilerin ille de bir arada bulunmaları gerekmez. Aynı yerlerde bulunsalar bile, dostlukları sürmelidir. Birlikteyken dost görünen; ama birbirinden uzaklaşınca ilişkileri kesilen kişiler, gerçekten dost değildir. Bu nedenle ayrılık, kimin gerçek dost olduğunu ortaya çıkaran bir ölçü olabilir.
8-Bazı insanlar, koca evreni bilirler de, kendilerini bilmezler. (La Fontaine)
İnsanı değerli kılan özelliklerden biri de kendini tanıyabilmesidir. Kimileri, her şeyi bildikleri düşüncesindedirler. Her konu, her durum ve her olay hakkında hüküm verirler. Bu da onların aslında kendilerini tanımadıklarının bir göstergesidir. Kişi önce kendindeki kusurları görebilmeli, düzeltme yollarını aramalı ki başkalarını eleştirme hakkına sahip olsun.
9-Ben kitaplarımı yaratmadan kitaplarım beni yarattı.(Montaigne)
Bildiklerimizin çoğunu kitaplardan öğreniyoruz. Kitaplar kişiliğimizin oluşmasında etkilidir. Kitap yazan kişi, bu aşamaya yine kitap sayesinde gelmiştir. Dolayısıyla bir yazarı bulunduğu noktaya getiren , kendisinden önceki yazarların eserleridir.
10-Bize değer kazandıran şeyler, yaptığımız işlerdir.(Bancroft)
Bir insanın değeri, yaptığı işlerle ölçülür. İş kişinin aynasıdır. Yaptığı işe bakarak bir kişinin niteliğini anlayabiliriz. İnsanların ürettikleri şeyler, kendilerini değerlendirmede bir ölçü olabilir.
11-Bize vazifenin öğretilmesinden çok sevdirilmesi gerekir.(A.Vinet)
İnsanlar, severek yaptıkları işlerde başarılı olurlar. Sevmeden yapılan iş, insana sıkıntı vereceğinden onu mutsuzluk ve başarısızlığa sürükler. Bir işten olumlu sonuç alınmak isteniyorsa, çalışacaklara işlerini sevdirmek gerekir. Bu nedenle bir görev verilirken kişilerin ilgi, yetenek ve ihtiyaçları gözönüne alınmalıdır.
12-Bilim, bütün dünyanın malıdır, milletlerin sınırını tanımaz.(Goethe)
Bilim evrenseldir. Bu alandaki ilerlemeler ülke sınırları içine hapsolunamaz. Aslında bilimi ülke sınırları içnde tutmaya zorlamak doğru değildir. Sözgelimi, milyonlarca insanın sağlığını ilgilendiren tıp alanındaki bir buluşu, dünyanın hizmetine sunmaktan kaçınmak yanlıştır.
13-Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama -dinleme sanatı vardır.(Epiktetos)
Güzel söz söylemek bir sanattır. Dinlemek ve dinlediğini anlamak da bunun kadar önemlidr. İnsanlara sadece güzel söz söylemeyi değil , söylenen sözleri dinleyip anlama alışkanlığı da verilmelidir. Bu, insanın başarısı için olduğu kadar, insan ilişkileri açısından da son derece önemlidir.
14-Bir insanın kültür seviyesini öğrenmek istiyorsanız, boş zamanlarında ne yaptığını sorunuz.(w.Churcill)
Boş zamanları olumlu işlerle değerlendirebilmek önemli bir alışkanlıktır. Bu alışkanlığa sahipolanlar, belli bir kültür düzeyine ulaşmış kişilerdir. Boş zamanlarda yapılan işler ve kişilerin boş zamanlarında üzerinde çalıştıkları konular, onların kültür düzeylerini gösterir. Bu bakımdan boş zamanlarında ne yaptığını öğrendiğimiz bir kişinin kültürü hakkında da az çok bilgi sahibi oluruz.
15-Bir insanı tanımak istiyorsanız onu büyük bir mevkie getiriniz.(Tagore)
Sağlam bir kişiliğe sahip olanların mevkileri ne olursa olsun,m davranışları değişmez. Büyük ve önemli mevkilere geldiklerinde bile, önceki dostlarını, çevresindekileri küçümsemezler. Zayıf karakterli kişiler ise, önemli bir göreve geldiklerinde şımarıp kibirlenirler.
16-Cesurun ayakları dayanmak, korkağın ayakları kaçmak için yaratılmıştır.(Hz. Ali)
Başarıya ulaşmak için, cesarete ihtiyacımız vardır. Güçlüklere göğüs gerebilmek de cesaret işidir. Araçlar aynı olduğu halde,kullanım araçları farklı olabilir.Bunun gibi,insanların organları da değişik amaçlara hizmet edebilir .Ayaklar kimi zaman zorluklara karşı direnmek,kimi zamanda kaçmak içindir.
17-Ciddi ve gerçek bir gayret, yarı başarıdır .(W. V. Humbold)
Hedefe varmak için gösterilecek ciddi bir çaba, konunun sonuca ulaştırılmasında çok önemli bir adımdır. Bir işi yapmayı ciddi olarak istemek, sonuca ulaşmanın temel koşuludur. Çünkü gönüllü yapılacak işler olumlu sonuç verir..

18-Çakıl taşlarını kemale erdiren çekiç darbeleri geğil suyun okşayışıdır.(R. Tagor)
Sertlikle hiçbir sorun çözümlenemez;aksine sertlik çözümü güçleştirir. Oysa sevgi, güler yüz tatlı ve dille çok güç sorunlarınbile altından kalkabiliriz. Çocuklara sevgi ile yaklaşmanın, onlara vereceğimiz eğitimde etkiliyöntemlerden biri olduğu unutulmamalıdır.
19-Çocuklara yanlız anadillerini bilmedikleri zaman dayak atılmasına taraftarım.(Churchill)
Günümüz eğitim anlayışında, dayak ve zorlamanın yeri olmadığı bir gerçektir.Çocukların eğitiminde baskı ve dayağın yeri yoktur. Dil, bir ülkenin insanlarını birbirine bağlar; insanlar arasında anlaşmayı sağlar ve ülke kültürünü kuşaktan kuşağa taşır.Bu nedenle de onun en düzgün biçimiyle öğrenilmesi çok önemlidir. Dilin bu önemini anlamayan ve anadilini öğrenmemekte direnen çocukların zorlanmasında sakınca yoktur.
20-Daima: ‘’Bilirim!” mi diyor, gençtir; her şeye ‘’Olabilir!” mi diyor ihtiyardır.(Cenap Şahabettin)
Gençler, her şeyi bildiklerini sanırlar.Bir konuda tartışmaksızın karar verirler. Deneyimleri az oldukları için genellikle önyargılıdırlar. Yaşlılar ise, uzun yılların verdiği deneyimler nedeniyle her konuda ölçülü davranırlar. Karar vermede, olayları yorumlamada, insanları değerlendirmede daha dikkatlidirler.

21-Daima yukarıya bak , bilmediğin şeyleri öğren ve her gün yükselmeye çalış.(Pasteur)
İnsanlar, bulundukları koşulları daha ileriye götürmek için çaba göstermelidirler. Bu nedenle bilmediği şeyleri öğrenmeye daha büyük hedeflere ulaşmaya çalışmalıdır. Kişi bugün ki bilgi ve yaşantısını yeterli görürse ilerleyemez.Her şeyin daha iyisini elde edebilmek için uğraşmalıdır.
22-Dostlarımızın sefaletine acımak iyi, fakat onların imdadına koşmak daha iyi.(Voltaire)
Zor duruma düşen dostlarımıza acımak yeterli değildir.Onların yardımına koşmak gerekir. Bir atasözümüz ‘’Dost kara günde belli olur” der. Sıkıntılı günlerimizde dostlarımızın bize acımalarını değil ,yardımlarını bekleriz. .

23-Dostluk yolu üzerinde ot bitmesine müsade etme.(Mme Geoffrin)
Uzun sure gidip gelinmeyen toprak yollar , bakımsız kalacağından, otla dolar. Dostluklar da böyledir.Dostlar arasındaki ilişkilerde uzun süreli kopukluklar olmamalıdır.Bu kopukluklar, ilişkilerin soğumasına neden olabilir.Buna meydan vermemek gerekir.
24-Düşüncelerinize katılmıyorum; ama söz özgürlüğünüzü sonuna kadar savunacağım.(Voltaire)
Uygar insan, düşünen, düşündüklerini serbestce söyleyen, kendisine ters gelsebile başkalarının düşünce ve söz özgürlüğüne saygı gösteren insandır. Bu nedenle düşüncelerine katılmasak bile karşımızdakilerin konuşmalarına engel olmamalıyız.
25-Eğer zamanın içinde yaşıyorsak , onunla beraber ilerlemeye mecburuz. Aksi halde o bizi sürükler.(Herder)
Çağımıza ayak uydurmak zorundayız. Zamanın şartlarına sağlamayanlar, bilim ve teknolojinin yeniliklerinden yararlanamazlar.Bu da onların zararına olur. Kolayca yapabilecekleri şeyleri uzun süre ve çok emek harcayarak yapmak durumuyla karşılaşırlar. Sonuçta da, gelişmelere iyi uyum sağlamış olanların arkasından sürüklenmek zorunda kalırlar.
26-En verimli yağmur , alın teridir.(Cenap Şehabettin)
Emek ile ürün arasında sıkı bir ilişki vardır. Emek harcamadan karşılığını alamayız. Bir ürünün elde edilebilmesi için ne kadar çok alın teri dökülürse, elde edilen ürün o kadar değerli olur.
27-En yükseğe erişmek isterseniz en aşağıdan başlayınız.(Syrus)
Ulaşmayı amaçladığımız yüksek bir yere varabilmek, birtakım aşamalardan geçmeyi anlamsızdır. Bu bize zaman ve güç kaybettirir. Öte yandan bazı zorlamalar ve rastlantılarla hak etmediği yere gelen kişi,o yerde uzun süre kalamaz. Zirveye ulaşmak için, en aşağıdan işe başlamak gerekir.
28-Evinizin eşiğini temizlemeden, komşunuzun damındaki kardan şikayet etmeyiniz.(Konfiçyüs)
‘’Kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür.”diye bir atasözümüz vardır. Bunun gibi, kendi hatalarımızı görmeyip çevremizdekilerin daha önemsiz hatalarını söz konusu etmek doğru değildir. İnsan, hataları düzeltmeye önce kendinden başlamalıdır.
29-Evvelce biraz düşünmek, insanı sonra ki çok düşünceden kurtarır.(Benjamin Franklin)
Yapacağımız işleri önceden planlayıp sonra uygulamaya geçmeliyiz. Düşünmeden başladığımız işler, ilerlemiş bir durumdayken karışırsa, çözümü güçleşir. Harcanan emeğin boşa gitmemesi için, iyi düşünülmesi, çok iyi planlanması ve malzemenin hazırlanması gerekir.
30-Felaketlere karşı koymak ve kadere eğilmemek kahramanlıkların en büyüğüdür. (Fenelon)
Felaketler karşısında yılgınlığa düşmemek gerekir. Başarısızlıklarımızı kaderi kötü bir cilvesi olarak göremeyiz. Başarıya ulaşabilmek için karşılarına çıkan engelleri aşma gücünü gösterebilenler, en büyük kahramanlardır.

Add a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir